top of page

6284 Sayılı Kanun Uyarınca Verilen Tedbir Kararlarına İtiraz Hakkı



2012 yılında yürürlüğe girmiş olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile getirilen düzenlemeler uyarınca şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amaçlanmıştır. Her ne kadar kanun başlığında kadına karşı şiddetin önlenmesi ifadesi kullanılmış olsa da farklı cinsiyetlerdeki kişiler de işbu kanun uyarınca uygulanan ve/veya uygulanma ihtimali bulunan şiddetin önlenmesi talebinde bulunabileceklerdir.


Şiddetin ne olduğuna ilişkin olarak kanunun ilgili maddesinde bir tanıma yer verilmiştir. Kanun maddesine göre şiddet “..Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranış” olarak tanımlanmıştır. İşbu tanımdan da anlaşılacağı üzere şiddetin ne olduğu oldukça kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır.


Daha önceki yazılarımızda da değinmiş olduğumuz üzere örneğin hakarete maruz kalmak kişinin onur, şeref, saygınlık gibi manevi değerleri açısından bir saldırı teşkil edecek ve kişinin özgürlüklerinin keyfi bir şekilde engellenmesi ile sonuçlanacaktır. Bu durumda vermiş olduğumuz örnekteki hakaret mağduru olan kişinin ve/veya diğer bütün şiddet mağdurları ya da şiddet tehlikesi altında bulunan kişilerin bu mağduriyetlerinin önlenebilmesi için 6284 sayılı kanun uyarınca koruyucu ve/veya önleyici tedbir talebinde bulunması gündeme gelecektir.


Kanunda koruyucu tedbir kararları ve önleyici tedbir kararları olmak üzere 2 farklı tedbir grubuna yer verilmiştir. Sayılan tedbirlerin birine birkaçına ve/veya benzerlerine karar verilebilmesi mümkündür. Kanunun 4. maddesinde sayılan hakim tarafından verilebilecek olan koruyucu tedbir kararları şu şekildedir:


  1. İşyerinin değiştirilmesi.

  2. Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.

  3. 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.

  4. Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.


Kanunun 5. Maddesinde ise hakim tarafından verilebilecek olan önleyici tedbir kararlarına yer verilmiştir. 5. Maddede sayılmış olan önleyici tedbir kararları ise şu şekildedir:


  1. Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.

  2. Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.

  3. Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.

  4. Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.

  5. Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.

  6. Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.

  7. Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.

  8. Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.

  9. Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.

  10. Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.

  11. Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.


Hakim tarafından verilebilecek olan önleyici tedbir kararları da yukarıda yer verilenlerle sınırlı değildir. Hakim yukarıda yer verilen tedbirlerin birine, birkaçına ve/veya benzerine karar verebilir.


SÜREÇ NASIL İŞLER?


Öncelikle şiddet mağduru ve/veya şiddet tehlikesi altında bulunan kişi bulunduğu yer nöbetçi aile mahkemesine, kolluk görevlilerine veya Savcılığa başvuruda bulunarak 6284 sayılı kanun uyarınca koruyucu ve/veya önleyici tedbir kararı talep edebilecektir. Başvurunun nöbetçi aile mahkemesine yapılması halinde süreç daha hızlı bir şekilde sonuçlanacaktır.


Başvuru yapılırken başvuranın elinde darp raporunun, şiddet ve/veya şiddet tehlikesi telefon mesajları aracılığıyla ortaya çıkmışsa telefon mesaj ekran görüntülerinin, arama kayıtlarının vb. her türlü delilin bulunması halinde başvuru ile birlikte bu belgelerin sunulması sürecin daha düzgün ve doğru bir şekilde işlemesine yardımcı olacaktır. Başvuranın elinde bu konuda delil bulunmaması koruyucu tedbir kararı verilmesi önünde herhangi bir engel teşkil etmeyecektir. Koruyucu tedbir kararları ile korunmaya çalışılan değerler dikkate alındığında başvuru aşamasında işbu kararın gecikmeksizin verilebilmesi için şiddetin uygulandığı hususunda delil ve belge aranmayacaktır.


Başvuru yapılırken yargılama gideri, harç, posta gideri ve benzer hiçbir ad altında başvurandan hiçbir masraf alınmaz. Yapılan başvuru üzerine başvuru ilgili hakim tarafından gecikmeksizin incelemeye alınır ve hızlı bir şekilde karar verilir. Verilen karar hem şiddet mağduruna hem de şiddet uygulayana bildirilir. İşbu bildirim yapılmaya çalışılırken şiddet uygulayanların kendilerine yapılmaya çalışılan bildirimi almak konusunda imtina ettikleri görülmektedir. Ancak koruma kararının ilgililere tefhim ya da tebliğ edilmemesinin kararının uygulanmasına hiçbir şekilde engel teşkil etmeyeceği unutulmamalıdır.


TEDBİR KARARI NE KADAR SÜRE İLE VERİLİR?


Eğer ilk defa tedbir kararı alınıyorsa verilecek olan tedbir kararı ilk defasında en fazla 6 ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulama tehlikesinin devam etmesi halinde tedbirin süresinde değişiklik yapılabilecektir.


TEDBİR KARARLARINA KARŞI İTİRAZ HAKKI VAR MIDIR?


Verilen kararlara karşı şiddet uyguladığı iddia edilen kişiler kendilerine kararın bildirilmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde itiraz haklarını kullanabilirler. Karara karşı itiraz edilmesi halinde yapılan itiraz 1 hafta içerisinde değerlendirilecektir ve itiraz üzerine mahkemenin vereceği karar kesin olacaktır.


6284 sayılı kanun ile ülkemiz için şiddetin, şiddet tehlikesinin önlenmesi yönünde her ne kadar çok büyük bir adım atılmış olsa da bazı durumlarda kanunun verdiği hakların kişiler tarafından kötüye kullanılabildiği görülmektedir. Yukarıda ayrıntılı olarak değinmiş olduğumuz korunan menfaatler dengesi uyarınca özellikle başvuru aşamasında hızlı sonuç elde edilebilmesi için herhangi bir delil aranmaksızın doğrudan karar verilebilmektir. Gerçek anlamda şiddet mağdurlarının korunabilmesi için getirilen işbu düzenlemelerin son dönemde özellikle boşanma davalarında kötüye kullanılmasına oldukça sık rastlanmaktadır. Örneğin eşlerden biri ortada hiçbir şiddet olayı bulunmaması rağmen tamamen yalan iddia ve beyanlarda bulunarak boşanma davasında sırf kendisini haklı gösterebilmek için almış olduğu koruma kararına dayanabilmektedir. İşte bu noktada verilen karara karşı yasal süresi içerisinde itiraz hakkının kullanılması ve yapılan itirazın ilgili mahkeme tarafından doğru bir şekilde değerlendirilmesi büyük önem taşıyacaktır.


Verilecek olan tedbir kararları ile bir tarafın vücut dokunulmazlığı veya yaşam hakkı gibi olmazsa olmaz hak ve menfaatlerinin korunması amaçlanırken diğer taraftan verilecek olan tedbir kararları ile kişi hak ve özgürlüklerine önemli ölçüde sınırlamalar getirilmiş olacaktır. O nedenle herhangi bir hak kaybı yaşanmaması adına tedbir kararlarından olumlu ya da olumsuz etkilenen tarafların temel hak ve özgürlükleri arasındaki dengenin gözetilmesi gerekmektedir.


Koruma kararına karşı yapılan itirazın ilgili mahkeme tarafından reddi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne herhangi bir ihlalin olup olmadığının incelenmesi için 2013 yılında başvuruda bulunulmuştur. Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan inceleme üzerine verilen 06/01/2016 tarihli karara göre:


  • “…6284 sayılı Kanun'un 5. maddesinde örnekleyici olarak bir kısım önleyici koruma tedbirleri belirlenmiş, 8. maddenin (3) numaralı fıkrasında Kanun'un 4. maddesinde belirtilen ve hâkim tarafından verilebilen koruyucu tedbir kararları için, şiddetin varlığı hususunda delil veya belge aranmayacağı belirtilmiştir. Bunun yanında ağırlıklı olarak aleyhine tedbir kararı verilen kişinin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı niteliği olan ve Kanun'un 5. maddesinde düzenlenen önleyici tedbir kararları için böyle bir ayrıksı durum öngörülmemiştir……..Buna ilişkin Kanun gerekçesinde, şiddete maruz kalan veya maruz kalma tehlikesi altında bulunan kişilerle ilgili koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için herhangi bir delil araştırması veya belge ibrazı aranmazken önleyici tedbir kararı verilebilmesi için kişinin şiddete maruz kaldığı veya maruz kalma tehlikesi altında bulunduğu hususunda olguların varlığının gerektiği, aksi yöndeki uygulamanın kişilere kanunla sağlanan hakkın kötüye kullanılmasına sebebiyet verebileceği hususu vurgulanmıştır…”


Yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi kararından da anlaşılacağı üzere özellikle önleyici tedbir kararlarının söz konusu olduğu hallerde tarafların hak ve menfaat dengeleri mutlaka gözetilmelidir. Karar verilirken ve itirazlar değerlendirilirken hakkın kötüye kullanılmasına sebebiyet verebilecek bir durumun önüne geçilebilmesi için başvuru ve itirazların olabildiğince net olgulara dayanılarak ve gerekçelendirilerek yapılması büyük önem arz edecektir.


Yasal Uyarı: İşbu makale başka bir internet sitesinde ancak makalenin yer aldığı internet adresi linkini içeren aşağıdaki ifadeye yazının başında veya sonunda belirgin bir şekilde yer verilmesi şartıyla yeniden yayımlanabilir veya basılabilir.




Comments


Öne Çıkanlar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Anahtar Kelime Ara
bottom of page