Boşanma Davalarında Telefon ve Mesaj Kayıtlarına Ulaşılabilir mi?
Çekişmeli boşanma davasının gündeme geldiği durumlarda merakla sorulan konuların başında tarafların birbirlerinin arama, HTS kayıtlarına, mesaj kayıtlarına delil olarak dayanıp dayanamayacakları ve/veya kendi kayıtlarına mahkemenin erişiminin olup olmayacağı gelmektedir.
Evlilik birliği kurulurken eşler her ne kadar birbirlerine karşı sadakat yükümlülükleri bulunduğunu kabul ederek ve bunu isteyerek bir başlangıç yapmış olsalar da evliliğin devamı sırasında aykırı yazılı veya görüntülü davranışlarda bulunarak birbirlerinin onuruna, bedensel bütünlüğüne, özgürlüğüne, cinselliğine yönelik şiddet teşkil edebilecek davranışlar bulunabildikleri görülmektedir. İşte bu davranışların telefon aramaları ya da telefon mesajları aracılığıyla gerçekleşmesi halinde görsel şiddetin meydana geldiğinden söz edilebilecektir.
Eşlerden birinin karşı cinsten başka birisi ile olağan dışında telefon görüşmesi yapması cinsel güven sarsıcı davranışlardan sayılmakla birlikte evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açılacak boşanma davalarında boşanma konusu teşkil eden davranışlardan kabul edilmektedir.
Bu kapsamda çekişmeli boşanma davası açılırken taraflar mahkemeden karşı tarafın telefon kayıtlarına ilişkin verilerin dosyaya getirilmesini talep etme hakkına sahiptirler. Talep halinde aile mahkemesi hakimleri tarafından numaraların kayıtlı bulunduğu operatörlere yazı yazılarak görüşme trafiğini, görüşülen numaraları, mesajlaşılan numaraları ve mesajlaşma görüşme sıklığını gösteren veriler talep edilebilecektir.
Her ne kadar mesaj ve görüşme içeriklerine ulaşılamasa da ilgili numaralarla görüşme sıklığı mahkemenin nezdinde ispat vasıtası olarak kullanılabilecektir. Operatörlerin göndermiş olduğu hangi numaralarla hangi saatlerde hangi sıklıkta ve hangi sürelerle görüşüldüğüne ilişkin veriler hukuki birer delil olarak kabul edilecektir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2012/430E. ve 2012/18514 sayılı ilamına göre:
- “…Davacı tarafın delil olarak bildirdiği ve getirtilen telefon görüşme kaydına göre; davalı kadının , davanın açılmasından önceki altı aylık dönem içinde bir başka erkekle değişik tarihlerde çok sayıda, beşer dakika ve üzeri sürelerle telefon konuşmaları gerçekleştirdiği görülmektedir. Davalı kadın bu görüşmeleri doğrulayarak görüşmenin “A. adlı kişinin kendisini telefonla rahatsız etmesinin sonucu olduğunu savunmuştur. Yukarıda açıklanan sayı ve süreyle yapılan telefon görüşmesinin kendisini rahatsız eden bir kimseyle yapıldığının savunulması, olağan yaşam tecrübesine göre normal kabul edilemez. Eşinin bir başka erkekle bu kadar sık ve uzun süreli görüşmesini öğrenen kocanın, eşi hakkındaki güvenin sarsılması beklenen bir davranıştır. mahkemece davalı kadının güven sarsıcı davranış içine girdiği sabit kabul edilmelidir……..Açıklanan nedenlerle, davanın kabulüyle boşanmaya karar verilecek yerde; mahkemece yetersiz gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir….”
Yukarıda yer verilen Yargıtay ilamından da açık bir şekilde anlaşılacağı üzere değişik tarihlerde yapılan çok sayıda görüşmeye ilişkin mantıklı bir açıklama getirilemediği ve yapılan görüşmeler haklı bir nedenle açıklanamadığı sürece güven sarsıcı davranış olduğunun kabulü gerekecektir.
Bu konuda HTS kayıtlarına ek olarak telefon konuşmalarına ilişkin faturalar da ispat aracı olduğundan dikkatle incelenmelidir. Şayet telefon faturalarından da zaman gözetmeksizin makul sayılmayacak ve tarafların birlik görevlerini yerine getirmesine engel olacak şekilde telefon görüşmeleri yaptıkları tespit edilecek olursa söz konusu eylemler de boşanma sebebi olarak kabul edilecektir.
Yukarıda da ifade etmiş olduğumuz üzere aile mahkemesi tarafından yazılan yazı üzerine getirilen HTS kayıtları uyarınca mesaj içeriklerine ulaşılamasa da şayet bir şekilde(hukuka aykırı olmayan yollarla) tarafların elinde mesaj içeriklerine ilişkin kayıtlar varsa ve mesajlara ilişkin kayıtlar içinde tarafların birbirine ve/veya üçüncü kişilerle olan ilişkilerine ilişkin aykırı davranışlar, sözler ya da anlatımlar söz konusu ise evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında mesajlar görsel şiddet teşkil ettiğinden açılacak davalarda boşanma konusu davranış olarak delil teşkil edecektir.
Ancak unutulmamalıdır ki dava konusu edilebilecek olan mesajlar boşanma davasının açıldığı tarihe kadarki mesajlar olabilir. Her dava açıldığı günün şartlarına tabi olup boşanma davası açıldıktan sonra oluşan olaylar boşanma kararına esas alınamaz. O nedenle de davadan sonra çekilen mesajlar hükme esas alınamayacaktır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 19/10/2009 tarih ve 15395-17751 numaralı kararına göre;
- “….davalı kadın tarafından gönderilen mesajlar dava tarihinden sonraki döneme ait olup bu davada hükme esas alınamaz…Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.”
Yukarıda yer verilen Yargıtay ilamından da anlaşılacağı üzere dava tarihinden sonrasına denk gelen mesajlar hükme esas alınamaz. Özetle; HTS kayıtlarına çekişmeli boşanma davalarında delil olarak dayanılabilmesi mümkündür. HTS kayıtlarının mahkeme tarafından ilgili operatörlerden talep edilmesi halinde aranan numaralar, numaraların aranma sıklığı, görüşme gün ve süreleri tespit edilebilecektir. Elde edilen veriler üzerinden örneğin görüşme sıklığı ve sürelerinden yola çıkılarak eşlerin birbirlerine karşı görsel şiddet içeren eylemlerinin olup olmadığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına konu bir davranışlarının bulunup bulunmadığı tespit edilebilecektir. Yine aynı şekilde mesajlaşma trafiği de boşanma davalarında delil olarak ileri sürülebilir. Ancak mesaj içeriklerinden yola çıkılmak istenmesi halinde söz konusu içeriklerin hukuka aykırı yollarla ele geçirilmemiş olmasına mutlaka dikkat edilmelidir.
Yasal Uyarı: İşbu makale başka bir internet sitesinde ancak makalenin yer aldığı internet adresi linkini içeren aşağıdaki ifadeye yazının başında veya sonunda belirgin bir şekilde yer verilmesi şartıyla yeniden yayımlanabilir veya basılabilir.
Comentários