Boşanmada Ekonomik Şiddet
Evlenme ile eşler arasında evlilik birliği kurulmaktadır. Evlilik birliği beraberinde eşlerin birbirlerine karşı sadakat yükümlülüğünü getirmektedir. Sadakat yükümlülüğü denilince akla ilk olarak eşlerin birbirlerini üçüncü kişilerle aldatmaması, başka bir ilişkiye girmemesi gelse de esasen sadakat yükümlülüğünün bu şekilde sınırlandırılabilmesi mümkün değildir, sadakat yükümlülüğü oldukça kapsamlı bir kavramdır. Eşlerin sadakat yükümü ekonomik sadakati de içermektir. Bu sebeple ekonomik şiddet içeren davranışlar eşlerin sadakat yükümlülüğüne de aykırılık teşkil edeceğinden aynı zamanda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına konu bir boşanma sebebi olarak da kabul edilecektir.
Peki ekonomik şiddet nedir? Akla ilk olarak bu soru gelmektedir. Ekonomik şiddet içeren davranışlara örnek olarak; eşlerin aşırı borçlanmaları, sürekli haciz gelmesine sebep olmaları, aşırı derecede şans oyunları oynamaları, eşinden habersiz borç almak, aile düzenini bozacak derecede borçlanmak, eşinden habersiz kumar oynamak gösterilebilir. Borçlanmak, borç almak bunlar hayatın bir parçası olsa da yapılan borçlanmanın ödenebilecek miktarda olması gerekmektedir. Bu borç hacze konu olacak noktaya gelmemelidir. Haciz bir yana aşırı borçlanmak suretiyle icra takiplerine sebep olmak da ekonomik şiddet içeren davranışlara girmektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 09/05/2012 tarihli 2011/15415E. ve 2012/12450 sayılı ilamına göre; "..davalı kocanın piyasaya aşırı borçlanmak suretiyle icra takiplerine maruz kaldığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı ve evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir…”
Yukarıda yer verilen Yargıtay ilamından da anlaşılacağı üzere ekonomik şiddetten söz edilebilmesi için yapılan borçlanmanın mutlaka hacze varması gibi bir zorunluluk bulunmamaktır. İcra takibine konu bir borçlanma bulunması bile ekonomik şiddet nedenine dayalı olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması için yeterli kabul edilecektir.
Ekonomik şiddete yönelik bir diğer davranış ise eşlerin aşırı derecede şans oyunu oynamalarıdır. Eşlerin sürekli olarak ve aşırı derecede şans oyunu oynamaları borçlandırıcı bir davranıştır. Aşırı derecede şans oyunları oynanması halinde ailenin ekonomik durumunun tehlikeye düşürülmesi kaçınılmaz bir hal alacaktır. Bu kapsamda aşırı derecede ve sürekli olarak şans oyunları oynanması ekonomik şiddete yönelik bir davranış olduğundan evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanmaya konu davranışlardan kabul edilecektir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 13/10/2004 tarihli ve 10528-11777 sayılı ilamında da belirtilmiş olduğu üzere “..davalının at yarışı oynama alışkanlığını sürdürdüğü, evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevlerini ihmal ettiği, ailenin ekonomik durumunu tehlikeye düşürdüğü anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir…”
O halde söz konusu ekonomik şiddetin ispatı ne şekilde sağlanacak sorusu hemen akla gelmektedir. Bilindiği üzere istisnai durumların dışında boşanma davalarında taraflar iddialarını ispat yükümlülüğü altındadır. Şayet eşler internet üzerinden söz konusu şans oyunlarını oynamakta ve ödemelerini de kredi kartı kullanarak gerçekleştirmekte iseler kredi kartı dökümleri, internet sitesine üyeliği gösteren her türlü telefon mesaj ekran görüntüleri ve/veya elektronik posta örnekleri ispata yarar delil olarak kabul edilecektir. Ancak tanık beyanları dışında ispata yarar başka hiçbir delilin bulunmaması halinde şans oyunları ve/veya kumar oynandığının davalı tarafça sadece tanığa ifade edilmiş olmasının hukuken hiçbir değeri bulunmamaktadır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 11/07/2012 tarihli, 2012/874E. ve 2012/19497 sayılı ilamına göre; “..davalının şans oyunları oynadığını tanığa ifade etmesi dışında kumar oynadığını kabule yeterli delil bulunmamaktadır. Evlilik birliğinin giderlerine katılma yükümlülüğünü yerine getirmemek ise manevi tazminatı gerektirmez ve bu durum davacının kişilik haklarına saldırı olarak görülemez. Kocanın kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde başkaca bir eylemi de bulunmamaktadır. O halde davacının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır..”
Bu durumda yukarıda yer verilen Yargıtay ilamında da açık bir şekilde ifade edilmiş olduğu üzere kumar ya da şans oyunları oynandığını kabul için sadece tanık beyanları yeterli görülmemektedir, işbu iddianın mutlaka diğer delillerle de desteklenmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak ekonomik şiddete giren durumları sınırlandırabilmek mümkün değildir. Eşlerin birbirlerine duyduğu ekonomik güveni sarsacak nitelikteki bütün eylemlerinin ekonomik şiddet olarak kabul edilebilmesi ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına konu bir boşanma sebebi olarak ileri sürülebilmesi imkan dahilindedir. Evlilik birliği ile kurulan sadakat yükümlülüğünün aynı zamanda ekonomik sadakati de içermekte olduğu unutulmamalıdır.
Yasal Uyarı: İşbu makale başka bir internet sitesinde ancak makalenin yer aldığı internet adresi linkini içeren aşağıdaki ifadeye yazının başında veya sonunda belirgin bir şekilde yer verilmesi şartıyla yeniden yayımlanabilir veya basılabilir.
Commentaires