top of page

Boşanma Davalarında Manevi Tazminat



Boşanma davalarının taraflar açısından, çocuklara ilişkin sonuçlarının yanı sıra mali sonuçları da bulunmaktadır. Mali sonuçları kısaca nafaka, maddi ve manevi tazminat talepleri olarak açıklanabilir. Bu yazımızda boşanma davası sırasında veya boşanma davası sona erdikten sonra istenebilecek olan manevi tazminat konusunda ayrıntılı ve açıklayıcı bilgiler vermeye çalışacağız. Manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Bu durumda boşanma sebebiyle kişilik haklarının zedelenmiş olduğunu iddia eden taraf diğer taraftan manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir.


Eğer taraflar mahkeme tarafından söz konusu boşanmanın gerçekleşmesinde eşit kusurlu olarak kabul edilecek olurlarsa bu durumda manevi tazminata hükmedilemeyecektir. O nedenle lehine manevi tazminata hükmedilecek olan tarafın her ne kadar kusursuz olması gerekmese de mutlaka diğer tarafa kıyasla daha az kusurlu olması bir ön koşuldur. Yani boşanmaya sebep olan olaylarda hem ağır kusurlu olup hem de manevi tazminat talebinin olumlu sonuçlanmasının beklenmesi zaten hayatın olağan akışı gereği de mümkün değildir. Ancak yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişinin kusursuz olması gerekeceği gibi bir şart söz konusu değildir. Kişi kusurlu da olsa diğer taraftan daha az kusurlu olduğunu ispat edebildiği sürece manevi tazminata hak kazanacaktır.


MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDİLMEK ZORUNDA MIDIR?


Boşanmanın gerçekleşmesinde kusuru olmayan taraf veya diğer tarafa kıyasla daha az kusurlu olan taraf manevi tazminat istiyorsa bunu mahkemeden talep etmek zorundadır. Yani mahkeme kendiliğinden bir talep olmadıkça manevi tazminata hükmetmeyecektir. Talep edilmesi gerektiği kadar ne miktarda bir manevi tazminat istendiğinin net olması da oldukça önemli bir koşuldur. Yani sadece manevi tazminat istendiğinin belirtilmesi de yeterli olamayacaktır, mutlaka talep edilen manevi tazminat miktarı açıklanmalıdır.


Talep edilen miktar aşılarak manevi tazminata hükmedilemez. Ancak siz talep etmiş olduğunuz manevi tazminatın yanı sıra ona faiz işletilmesini de talep edebilirsiniz. Tıpkı manevi tazminatın kendiliğinden hükmedilemeyeceği gibi faiz de talep edilmedikçe mahkeme tarafından kararlaştırılamayacak bir husustur. O nedenle manevi tazminata faiz işlemesini istiyorsanız bu konudaki talebinizi de mutlaka belirtmeniz önem arz edecektir. Dava dilekçesi veya cevap dilekçesinde faiz talebinde bulunulmamış olsa da daha sonradan verilecek olan ıslah dilekçesi ile faiz talep edilebilmesi mümkündür. Bu durumda faizin hangi tarihten itibaren işlemeye başlayacağı sorusu akıllara gelebilir. Faiz ıslah tarihinden değil boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işlemelidir.


HANGİ DURUMLARDA MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDİLEBİLİR?


Her ne kadar yukarıda kişilik hakları saldırıya uğrayan veya ruhsal dengesi bozulan tarafın manevi tazminat talep etme hakkı olduğundan bahsetmiş olsak da bunu örneklendirmek gerekmektedir. Hangi durumlar kişilik hakkına saldırı teşkil eder, hangi durumlarda kişinin ruhsal dengesi bozulabilir sorularına net cevaplar verilebilmesi mümkün olmasa da Yargıtay uygulaması bu konuda bizim için yol gösterici olacaktır. İlgili Yargıtay ilamlarına göre;


  • Başka bir kadınla yaşayarak evlilik dışı bir çocuk sahibi olma istek durumunda diğer eşe manevi tazminat verilmesini gerektirir, bu durum kişilik haklarına saldırı niteliğindedir.

  • Doğum sırasında felç kalan eşinin sağlığıyla ilgilenmemek manevi tazminat verilmesini gerektirir,

  • Eşin kürtaja zorlanması,

  • Eşini zina ve fuhuş yapmakla haksız olarak itham etmek,

  • Eşinin ailesi ile iletişimini engellemek,

  • Eşini istemediğini söylemek,

  • Eşinin hamileliği ile ilgilenmemek,

  • Eşini etnik kimliği üzerinden aşağılamak,

  • Eşine hakaret içeren telefon mesajları göndermek,

  • Eşini haksız yere hırsızlıkla suçlamak vb. daha birçok örnek verilebilmesi mümkündür. Kişilik haklarına saldırı teşkil eden durumlar yukarıda sayılanlar ile sınırlı değildir.


Ancak bu noktada duyuma dayalı beyanlara dayanarak manevi tazminat verilmesine karar verilemeyeceği unutulmamalıdır. Yani ispat konusu önem arz etmektedir. Dosya kapsamında dinlenilen tanıklar mutlaka bire bir olaylara şahit olmuş veya bizzat kendileri duymuş olmalıdırlar. Sizin anlatımlarınızdan öğrendikleri bilgileri aktarmaları mahkeme nezdinde bir anlam taşımayacaktır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17.10.2011 tarihli ilamına göre(2011/17102E.);


- “…davacı tanıklarının davacıdan aktarma anlatımları manevi tazminat verilmesine dayanak yapılamaz…davalının başka kadınla ilişkisi olduğuna dair davacı tanıklarının ifadesi davacıdan aktarma olup sabit kabul edilemez…”


Aynı zamanda affedilmiş olaylar manevi tazminat hükmedilmesi önünde oldukça büyük bir engeldir. Örneğin taraflardan birinin diğerini aldatmış olduğu bir durumda siz elbette bu aldatma olayına dayanarak ortaya çıkan boşanma sebebiyle manevi tazminat talep edebilirsiniz. Ancak eğer bu aldatma olayı sonrasında siz eşinizi affetmişseniz, ortak hayat yeniden kurulmuşsa, aynı çatı altına yeniden girmişseniz, daha sonra açacağınız boşanma davasında eşim beni daha önceden aldatmıştı diyerek manevi tazminat talep edemezsiniz.


Affedilmiş olaylar hiçbir şekilde manevi tazminatın konusunu teşkil etmeyecektir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 21.06.2011 tarihli ilamında da belirtilmiş olduğu üzere; (2010/7657E.):


- “….toplanan delillerden davacı tanıklarının beyanlarında geçen şiddet olayı sonrası tarafların bir araya gelerek uzun süre birlikte yaşadıkları anlaşılmaktadır. Bu dönemde davalıdan kaynaklanan ve davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden yeni bir olayın varlığı da kanıtlanamamıştır….manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.”


ANLAŞMALI OLARAK BOŞANDIKTAN SONRA MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDEBİLİR MİYİM?


Anlaşmalı boşanma halinde taraflar boşanmanın çocuklara ilişkin ve mali sonuçları yönünde net ve kesin olan kararlarını bir protokol altında düzenlemektedirler. Tarafların ortak iradesi ile hazırlanan protokol uyarınca boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettikleri kabul edilir. O nedenle anlaşmalı boşanma kararı kesinleştikten sonra manevi tazminat talep edilemeyecektir. Protokolde belirtilen tarafların birbirlerinden herhangi bir maddi veya manevi tazminat taleplerinin olmadığı ifadesi bu konuda taraflar için bağlayıcı olacaktır.


EŞİMLE ARAMIZDA SÖZLEŞME YAPARAK MANEVİ TAZMİNAT KARARLAŞTIRABİLİR MİYİZ?


Boşanmanın feri sonuçlarına ilişkin anlaşmalar hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz. Bu bakımdan tazminatlara ilişkin hakimin onayını taşımayan anlaşmalar hukuken bir sonuç doğurmayacaktır.


MANEVİ TAZMİNAT NE ZAMAN TALEP EDEBİLİRİM?


Manevi tazminatı boşanma davası sırasında isteyebileceğiniz gibi boşanma davası sonra erdikten sonra da talep edilebilmesi mümkündür. Ancak eğer boşanma davası sırasında manevi tazminat talebinde bulunulmamışsa daha sonradan manevi tazminat talebiniz için ayrıca dava açmanız gerekecektir. Bu davanın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde açılması gerekmektedir. Aksi takdirde bu talebiniz zamanaşımına uğrayacaktır.


Manevi tazminatın boşanma davası sırasında istenilmesi ile boşanma davası sona erdikten sonra istenilmesi arasında nasıl bir fark olabilir sorusu akıllara gelebilir. Ödenecek harç bakımından bu durum farklılıkları beraberinde getirmektedir. Şöyle ki; manevi tazminat isteği şayet boşanma davası içerisinde talep edilmeyip bağımsız bir dava ile talep edilmişse harca tabidir. Boşanma davası içinde boşanma ile birlikte istenen boşanmanın feri niteliğinde olan manevi tazminat istekleri harca tabi değildir. Konuya ilişkin sorularınız için bize info@pinarileri.com elektronik posta adresinden veya +90 312 240 36 83 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. Sorularınızı cevaplamaktan memnuniyet duyarız.


Yasal Uyarı: İşbu makale başka bir internet sitesinde ancak makalenin yer aldığı internet adresi linkini içeren aşağıdaki ifadeye yazının başında veya sonunda belirgin bir şekilde yer verilmesi şartıyla yeniden yayımlanabilir veya basılabilir.



Öne Çıkanlar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Anahtar Kelime Ara
bottom of page